Makaleler
Yaz ortası önümde giden siyah lüks bir araçtan biri sigara izmaritini ormanlık alana fırlatıyor. Neden ?
Arabasının küllüğü pislenmesin, aracının içi izmarit kokmasın namussuzun. Aracın plakasını alıyorum tabi hemen, çok akıllıyım ya...
Sonra hemen aracımı sağa çekip ormana doğru yuvarlanan izmariti koşarak bulup söndürüyorum. Akıllı olduğum kadar çok duyarlıyım ya...
Neyse plaka aklımda tabi, hemen arıyorum jandarmayı, dağdaki teröristten farksız olan kişiyi ihbar ediyorum. Çok sahipleniyorum ülkemi ya...
Komutanım öncelikle ismim bu, araç markası bu, plaka bu, tam bu mevkide, arka sol koltukta oturan beyaz gömlekli şahıs yanan sigara izmaritini ormana attı, ben ardından bulup söndürdüm, hatta sigaranın markası da bu, araç şuan şu istikamete doğru devam etmekte... Daha ne yapayım ? Daha nasıl olayım ?
Telefonda komutanım diye hitap ettiğim ama sonradan böyle birine komutanım diye hitap ettiğimi dahi düşündüren karakol sorumlusundan cevap; ''beyefendi karakola gelip şikayetçi olmanız ve ifade vermeniz gerekiyor...''
Nasıl ! diyorum, yahu ben ihbar ediyorum. Telefonum belli, ismim belli, adresim belli. Sorarlarsa kim ihbar etti diye beni dersiniz işte ! Çok cesurum ya...
Karakol sorumlusu; ''olmaz gelip şikayetçi olmadan işlem yapamıyoruz...''
*
Yani aslında diyor ki, sen şimdi işini gücünü bırak. İlçe karakoluna bilmem kaç kilometre gel. Kim bilir kaç saat karakolda bekleyip ifade ver. Sonra biz ifadeni jandarma karakolu olarak savcılığa gönderelim. Savcılık bu ifadeni inceleyip varsa kanıt, suç unsuru vb. soruşturma başlatsın. Buna istinaden soruşturma mahkemeye intikal etsin. Sonra kimbilir kaç sene "yüzünü dahi görmediğin" bir namussuzun kasten orman yangınına sebebiyet verme eyleminde bulunmasını ispat etmeye çalış...
*
Velhasıl vatandaş akıllı, gözü açık, sahiplenen, gözü pek olması yetmez de, birde salak mı olsun diyorsun ? İşe yaracağını bilsem vallahi salak da olurdum hani...
Bu sistem duyarlı vatandaşını susmaya, görmemeye, duymamaya itiyor !
*
Bandı biraz geri saralım. Velev ki olaydan 20 dakika sonra oradan geçiyorum. Yangının başladığı gördüm Jandarmayı veya itfaiyeyi aradım. Onlar gelene kadar tabi yangın daha da büyüyor. Yangını söndürmek için onlarca araç, yüzlerce kişi boğuşuyor, uçaklar, helikopterler denizden su alıyor, kanallar flaş haber olarak geçiyor olanları. Ağaçlar, hayvanlar telef oluyor...
Yani devletin gücü illa bu olunca mı lazım.
*
Her karakol, her uygulama böyle mi gerçekten bilmiyorum. Genelleme yapmakta değil derdim. Ama sürekli başımıza gelen özellikle çevre felaketlerinin en büyüğü olan orman yangınlarının çoğunda ; çevrede yaşayanların, köylülerin yangını kimin çıkardığı, nasıl çıkarıldığını bildiğini ve benzer sebepler nedeniyle sustuğunu düşünüyorum.
*
Hani bugün Dünya Çevre Günüymüş ya. Kutluyorum elbet. Ama bizde bu sistem varken daha çok duyarız,
Almanya'da sıkıyorsa yap, İngiltere'de yiyorsa dene diye...
Nezaketle.